Eleusis Gizemleri

 


Eleusis

Tahıl tanrıçası Demeter (Ceres) ve kızı Persephone (Kore) onuruna her yıl düzenlenen Eleusis Gizemleri, eski Yunanistan'daki tüm ritüel kutlamalarının en kutsalı ve en saygı duyulanıydı. Bu şenlikler, Atina'nın yaklaşık yirmi iki kilometre batısında bulunan Eleusis kentinde, büyük olasılıkla Miken döneminden beri kutlanmakta olup, iki bin yıllık bir geçmişe sahiptiler. Yunanistan'ın her yerinden ve sonraları tüm Roma İmparatorluğunun dört bir yanından gelerek bir araya toplanan müritler Atina ve Eleusis arasını yürüyerek hacı olurlar ve sonra da Grek dininin en yüce mertebesi kabul edilen Eleusis gizli törenlerine katılırlardı.

Ünlü mitosa göre; bereket ve tahıl tanrıçası olan Demeter, Iasion adında bir ölümlü tarafından baştan çıkarılmıştı. Buna çok kızan Zeus, gönderdiği bir yıldırım ile Iasion'u öldürmüş ve Demeter'le kendisi sevişmişti. Bu birleşmenin sonucunda Demeter ile Zeus'un Persephone adında bir kızları olmuştu. Yeraltı tanrısı Hades (Pluton) Zeus'tan Persephone'yi eş olarak istemiş ve Zeus bu isteği onaylamıştı. Ancak Demeter'in, kızını sonsuza kadar yeraltında yitirmeyi istemeyeceğini ve bu evliliğe karşı çıkacağını düşünen Zeus, Hades'in Persephone'yi toprağın derinliklerine kaçırmasına yardım etmeye karar verdi. Zeus, toprak ana Gaia'dan Persephone'nin dolaştığı kırlara pek sevimli çiçekler saçmasını istedi. Persephone ve arkadaşları bu çiçekleri toplarken, arabasıyla yeraltından çıkıveren Hades zavallı kızcağızı kucaklayıp toprağın derinliklerine kaçırdı. Bir ölümlü kılığına bürünen Demeter, günler ve geceler boyunca sevgili kızını boş yere aradı durdu. Uğradığı her köyde insanlara ekinlerin ve harmanın sırlarını öğretiyordu. Arayışları boşa çıkan Demeter, kızı geri dönmezse, tahılların büyümesini durduracağını ve kıtlık başlatacağını söyledi. Bunun üzerine Zeus, Persephone'nin geri dönmesine karar verdi. Ne var ki, Persephone yeraltındayken bir kaç nar tohumu yemişti ve bu nedenle yılın en az üçte birini Hades ile birlikte toprağın altında geçirmek zorundaydı. Persephone'nin yeraltında kaldığı süre boyunca, Demeter ekinlerin büyümesini durdurmaktadır. Eleusis Şenlikleri de, Persephone'nin yeryüzüne dönüşünü kutlamak için düzenlenmektedir.

Aslında Eleusis törenlerinin ve Demeter-Persephone mitosunun benzerlerine, tarıma dayalı anaerkil yapıdaki kültürlerin dinsel inançlarında sıkça rastlanmaktadır. Eleusis'te de, tıpkıDionysos ya da Orpheus törenlerinde ya da Helenistik dönemde diğer Doğu Gizemlerinde olduğu gibi, müritler kendi yaşamsal koşullarını aşarak daha yüce, neredeyse insanüstü bir varlık durumuna ulaşmak amacıyla inisiyasyona katılırlardı. İnisiyasyon törenleri, bir köken mitosunu, yaratıcı tanrının serüvenlerini, ölümünü ve yeniden canlanmasını yinelemek amacıyla uygulanırlardı. Öte yandan, bu gibi inisiyasyona dayanan kültlerin hiç biri Grek zekasının bir yaratımı olarak kabul edilmemeli. Zira bu kültlerin kökeni tarihin derinliklerine dayanmaktadır. Greklerin yaptığı Asya, Girit ve Trakya geleneklerini aktarıp zenginleştirmek ve yeni bir dinsel çatı altında birleştirmekti. Eleusis kentinin Pan-Helenik bir din merkezi olması da Atina sayesindedir; ancak bunun öncesinde de Demeter-Persephone gizemleri Eleusis'te yüz yıllar boyunca kutlanmıştır. Bu bakımdan Eleusis inisiyasyonu, tarlaların bereketini denetleyen bir tanrısal gücün ölümünü ve yeniden canlanmasını merkez alan tarımsal bir geleneğin doğrudan mirasçısı olarak görülmelidir.

Gerçekten, Eleusis'teki Demeter-Persephone kültünün İ.Ö. iki bin yıllarından kaldığı, küçük bir tapınak-ev kalıntısının ortaya çıkarılmasıyla kanıtlanmıştır. Eleusis kentinin Atina'nın politik güç alanına girmesiyle, kült binalarının sayısında hızlı bir artış olmuş, İ.Ö. 600 yıllarında diktatörPisistratus zamanında, Eleusis Gizemleri Pan-Helenik bir kült durumuna yükselmiştir. Kırk iki adet sütunuyla "Büyük Gizemler" tapınağı bir sonraki yüz yıldan kalmadır. Roma İmparatorluğu döneminde de Eleusis'te bulunan binalar büyük ölçüde genişlemiş ve zenginleşmiştir. Eleusis törenleri, tüm diğer dinsel inançları içinde eriterek ve aynı zamanda kültür, sanat ve demokrasi kavramlarını da etkileyerek, döneminin uygarlığını damgalamıştır.

"Anthesterion" ayında (Şubat) Atina yakınlarındaki Agrai kentinde, "Küçük Gizemler" kutlanırdı. Bu dar kapsamlı törenler, "Boedromion" ayında (Eylül) Eleusis'te kutlanan "Büyük Gizemler" ritüelinin bir hazırlığı niteliğindeydi. Gerçekten, kutsal Boedromion ayı büyük saygıyla karşılanır, insanların şenliklere katılabilmesi için sürmekte olan savaşlara ara verilirdi. Ateşkes ilan edilir ve Sparta, Attika, Trakya ya da Pelopenesus'ta barış sağlanırdı.

Ritüel öncelikle kutsal nehirlerde oldukça eğlenceli biçimde gerçekleştirilen arınma törenleri ile başlardı. Arınma uygulamasının ardından gelen bir kaç gün süresince çevrede bulunan küçük tapınaklarda çeşitli kurbanlar sunulur, dualar edilirdi. Şenliklerin asıl başlangıcı büyük kalabalıkların Atina'da Akropol'de toplanarak Eleusis'e doğru yürüyüşe çıkması ile gerçekleşirdi. Müritler beyazlar giyinmiş olurlar, meşaleler ve "Hiera" adı verilen kutsal eşyalar taşıyarak yol boyu şarkı söylerler ve dans ederlerdi. Geçit, Eleusis'te bulunan "Telesterion" denilen büyük tapınakta son bulurdu.

Grekçe konuşmayanlar ve kan döktükten sonra arınmamış olanlar Eleusis ritlerine asla kabul edilmezlerdi. "Mystes" adı ile çağrılan her yeni adaya, çoğulukla Eleusis'in önde gelen ailelerine mensup "Mystagogos" denilen deneyimli bir önder ilk bilgileri verir ve yol yordam öğretirdi. Ezoterik bilginin daha yüksek düzeylerine ulaşmak amacıyla, ikinci kez törenlere katılanlara ise "Epoptes" adı verilirdi.

Büyük tapınakta bir araya getirilen adaylara önce kutsal bir içki sunulur ve sonra da Demeter, Persephone ve Hades'i canlandıran aktörler tarafından bir drama gösterisi izlettirilirdi. Tüm şenlik tarımda bereket teması üzerinde yoğunlaşmıştı; "bolluk yeraltından kaynaklanır" düşüncesi egemendi. Oynanan dramada, biçilen tahıl ölmekte ama verdiği tohumlar yeniden büyümektedir. Bu döngü insan ruhunun da serüvenini aktarmaktadır. Böylelikle adaylara, ölümün aslında kötü değil, iyi bir olgu olduğu düşüncesi aşılanmaya çalışılmaktadır. Sonunda adaylar, gelişmeye ve daha çok bilgi almaya layık bulunurlarsa, "Anaktoron" adı verilen gizli ve küçük tapınağa alınırlardı. Burada, büyük bir gizlilik içinde kutsal ritüel uygulanırdı.

Eleusis'teki tapınağın merkezinde "Plutonion" adı verilen bir mağara bulunmaktaydı ve bu mağarada "Omphalos" (Göbek Deliği) taşı yer almaktaydı. Omphalos'un tüm yeraltı ve yerüstünün enerjilerini bir araya topladığı farzedilirdi. Böylece tüm Grekler için Omphalos, bereket ve üretkenliğin kaynağı olarak toprağı gösteren bir simge biçimini almıştı.

Gizli törende neler olup bittiği bilinmiyor. Ancak Eleusis Gizemlerine inisiyasyonun ruhsal bir yeniden-doğum ve bireyin tüm varlığının yenilenmesi anlamını taşıdığı düşünülmektedir. Bu törenin bir diğer anlamı da, bireysel varlığın kozmosun tanrısal gücü ile bütünleşmesi arayışı, yani törene sürekli eşlik eden ve belki de tüm uygulamanın gerçek değerini oluşturan bir bilinçlenme süreci olmasıdır. Ne var ki, tüm bunlar bir tahminden öteye gidememektedir, zira edilen ölümcül yeminler sayesinde gizlilik tam olarak sağlanmıştır ve adaylara nelerin açıklanığı bugün kesinlikle bilinememektedir. Arkeologlar ve tarihçiler bu gizemler üzerine çok sayıda tahminler yürütmüşlerdir, ama "Anaktoron"da neler olup bittiğini hiç kimse ortaya çıkaramamıştır.

Şenliklerin sonunda katılanlar, ölüler için özel törenler uygulardı. Tütsüler yakılır, toprağa kutsal sular dökülürdü. Artık güçlerinin sonuna gelmiş olan müritler küçük gruplar halinde ya da tek başlarına Atina'ya dönerlerdi. Şenliklerin bitişinde düzenlenmiş özel bir tören yoktu; artık herkesin yalnız kalıp yaşadıkları üzerinde düşünmelerinin zamanı gelmiş olurdu.


Bakınız - Lelegler
Eleusis Gizemleri Eleusis Gizemleri ParanormalTR Eleusis Tahıl tanrıçası Demeter (Ceres) ve kızı Persephone (Kore) onuruna her yıl düzenlenen Eleusis Gizemleri, eski Yunanistan'daki t... 4.5 5

Hiç yorum yok:

Copyright © Paranormal Olaylar. All Rights Reserved